GüZeL PaYLaŞıMLaRDa BuLuNMaNıZ DiLeĞiYLe....;)
''HaksIzLIk Önünde EgiLmem Çünkü HakkImLa ßeraßer Gururumuda Kayßetmiş Olurum..ßen Tekim ßenim ßeyaz Sayfamda KaLemimde SiLgimde SevdikLerimin ELinde..ßen YazarIm ßen SiLerim!'

Yüreğimi Gül Çizdi!
Gülün dikeni batti dün parmagima, ve hala gülümseyerek bakiyorum parmagimdaki kücük siyriga...kizamadim...
cünkü gülün dikeni batmadan önce sükretmistim; " Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmissin " demistim.Kizamadim,
cünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme cekmistim , bakmaya kiyamamis kokusuna hayran kalmistim,
cünkü batmadan önce yüregime koymus onu sevmistim...dikenini unutmusmuydum? unutmustum dikenini... unutmustum iste....acitmayayim diye dokunmaya cekindigim gül, ince ve derin bir yara acmisti parmagima...
gülümsedim yarayada... süzülen iki damla kanada...
cünkü o yarayi acan bakmaya kiyamadigim o güldü...
sevdiklerimizin yüregimizde actiklari yaralarda aslinda o gülün actigi yara gibi degilmiydi...ince ve derin bir yara...
aslinda cok önemsiz gibi görünsede her kimildadiginizda yüreginizi inceden sizlatan bir yara...
ama dostlariniz o yarayi acmadan önce siz muhabbet dolu kokularini sineye cekmistiniz, zamani, mekani ve kalbinizi paylasmistiniz...
zamani, mekani ve kalbinizi paylasmistiniz...yarayi acmadan önce siz onlari kalbinize koymustunuz...
kizabilirmiydiniz... kizamazdiniz elbet...sevdiklerimizin actiklari yaralarda o gülün actigi yara gibi ince ve derin...
ama yarimiz o yarayi acmadan önce biz sükretmistik, kokusunu sinemize cekmis, bakmaya kiyamamistik...
dikenini unutmusmuyduk... unutmustuk tabi... ama biz gülümsemeliyiz yaraya... belki süzülen iki damla kanada...
gülümsemeliyiz iste....Gülün dikeni batti dün parmagima, ve hala gülümseyerek bakiyorum parmagimdaki kücük siyriga...
kizamadim...cünkü gülün dikeni batmadan önce sükretmistim; " Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmissin " demistim...;)
**************************************************************
Yoksun..
yine yoksun…
Sensizliğin son noktasındayım.
Acı bir haber gelmişcesine çaldın kapıyı yokluk,bilseydim açar mıydım!!!Buyur eder miydim!!!Etmemekte olmaz ki ?Doldun kan kokusu gibi içeriye...Ama misafir perverim,dimdik ayakta gururla seni ağırlarım.
Yokluk hep aynı mı?.
Severken ne kadar cesurdum,yokluğunda ise korkak...
Bu yokluk yok olmak değilmiş,inadına bütün olmakmış.yok/sun ama var/sın...Ne garip,varken bulamazdım... seni...şimdi yokluğunda her köşeye sinmişsin is kokusu gibi,
Ey yokluk, bu kadar meraklı mısın bende kalmaya?...
Artık yokluk evini kim görmeye gelir?Geldin kondun omuzlarıma...Bazen durup karşıdan seyrediyorum,yokluğunu...Kimse görmesede yokluğunu, görebiliyorum ...Gene gelip konuyorsun bir kelebek gibi yüreğime...evime...ve anlıyorum ki yokluğunda bulacağım seni..sen varken bu kadar özlemiyordum,bu kadar beklemiyordum..yokluğunda bitmeyen umut var..ne garip,
Ve anladım ki:
Yokluğunda buldum seni..
Yokluğun dipsiz bir uçurum,düşüyorum ama varamadım hala yere!!! Divanen oldum ,tiryakin oldum şimdiden yokluk,nasibimmiş bugün.
Her saniye..
Her saat..
Yokluğun vuruyor..bedene..
teslimim yokluğuna,
yenildim yokluğuna,
artık kelepçeliyim.
Gelemiyorum ki,
Kopamıyorum ki,
Meleğin"dim ya,şimdi yokluğunda uçuyorum,
Meleklerde acı çekermiş öğrendim sonunda.Ve yine anladım ki,yokluğunda huzur bulacağım.
aramızda kalsın ama..artık yokluk bizim için var..yokluğun sevgilim oldu.varlığın sığmazken yüreğime,yokluğun iki beden bol geldi..
Ve bildim ki;
YOKSUN
ve yine bildim ki;
YOKUM...